- 01-01-1970
- 0 yorum
- 4161 okunma
10 yıldır görev yapan yönetimlerin hatalarıyla bakir ve verimli kaynakları kötü kullanılan sarı-kırmızılı kulüp, alınacak sağlıklı önlemlerle 2008'den itibaren, üstelik kasasından 1 kuruş bile harcamadan, düzenli kira gelirine kavuşabilir
Galatasaray bugün toplam rakamın bilinmediği bir borç stokuna sahip. Diğer taraftan da Türkiye'nin en zengin gayrimenkul portföyüne.
Kulübün yapması gereken elindeki gayrimenkul portföyünü iyi değerlendirerek uzun vadede, borçları kapatmak ve yıllık düzenli gelire kavuşmak olmalı.
Bu yazı dizisinde tahminen 200 milyon dolar civarında borcu bulunan Galatasaray'ın yöneticilerine yol haritası çizilecek. Tabi değerlendirmesini bilen diğer büyük kulüpler ve Anadolu kulüpleri de önemli ipuçları bulacak.
Galatasaray Türkiye'nin en zengin gayrimenkul portföyüne sahip olan kurumları arasında şüphesiz ilk sırada yer alıyor.
Rasyonel proje şart
Fakat Galatasaray'ın en büyük sorunu, bakir ve zengin kaynakların kötü kullanılmasından kaynaklanıyor.
Bu sadece mevcut yönetimin suçu değil. Neredeyse 10 yıldır görev yapan yönetimler, bilerek veya bilmeyerek bu hatalar zincirinde pay sahibi. Aslında bu bir suç da değil. Sadece yapılması gerekenlerin yapılmaması. Eminim herkesin haklı gerekçeleri vardır. Eğer geçmiş yönetimlerde görev yapanlar yanıt hakkını kullanmak isterlerse görüşlerini bu dizide yayınlayacağız.
Bunları bir tarafa bırakacak olursak, Galatasaray mevcut gayrimenkul portföyünü iyi değerlendirebilirse, 2008 yılından itibaren düzenli kira gelirlerine kavuşabilir. En geç 5 yıl içerisinde yani 2011 yılında ise yılda 100 milyon dolara ulaşan kira geliri olabilir. Üstelik bunu kasasından 1 kuruş bile harcamadan sadece bankalara, finans kuruluşlarına ilave olarak inşaat şirketleriyle anlaşarak gerçekleştirebilir.
Üstelik bu sadece 3 gayrimenkulün kullanılmasıyla sağlanabilecek fayda. Diğer gayrimenkullerle ilgili de projeler geliştirilebilir.
Sonuç olarak eğer Riva, Seyrantepe ve Ali Sami Yen, rasyonel projelerle hayata geçirilirse Galatasaray'ı tutabilene aşk olsun.
2001'in Türkiye'si
Galatasaray'ın bugün düştüğü finansal ve ekonomik darboğaz Türkiye'nin 2001 yılında yaşadığı ekonomik krize benziyor. Yüklü borç ve bu borcun çevrilememesi durumu gösteriyor ki, kulübün bir kurtarıcıya ihtiyacı var. Ya da yönetimin artık kurtarıcı olmasının vakti geldi. Özetle Galatasaray'ın bugünkü yönetimi tıpkı kriz ortamında Türkiye'ye gelen Kemal Derviş'in yaptıklarını yapmalı. Ya da mart ayında gerçekleştirilecek kongrede seçilecek yönetim, Derviş'in o gün Türkiye için yaptıklarını yapmalı.
ÇÖZÜM 1
Bağış kampanyası
Galatasaray'ın inşaat ve finans şirketlerinin karşısında elinin güçlü olması için yapması gereken şey, bağış kampanyaları ile bu borcu kapatmaya çalışmak olmalı. Camianın geleneklerinde bağış kampanyası ya da yöneticilerin veya divan üyelerinin para harcaması yok, diyebilirsiniz. Yerden göğe kadar haklısınız. Ama Galatasaray'ın geleneğinde "borç batağında yüzmek" de yok. Bugün gelinen noktada bu borcun, "camianın büyüklerinin ayağına gidilerek" ya da taraftarlardan bağış kampanyası düzenlenerek kapatılması, kapatılamazsa bile çevrilebilir seviyelere gelmesi gerekiyor. Her iki kampanya birlikte yürütülebilir.
Bu yapılmazsa önümüzdeki aylarda şimdilik ipotekli olan kulübün gayrimenkullerinin teker teker icra müdürlükleri tarafından açık artırma ile satılacağına tanıklık edeceğiz. Bıçak kemiğe dayanmadan, hatta kongre bile beklenmeden harekete geçilmesi gerekiyor.
ÇÖZÜM 2
Borçlara disiplin
Kulübün borcunun ne kadar olduğu bugün net değil. Bilinmemesi çok doğal. Çünkü 150 milyon dolarlık borç, ortalama ticari kredi faiz oranları üzerinden günde en az 100 bin YTL artar. Eğer bu 200 milyon dolarsa günde en az 133 bin YTL'lik artış söz konusu. Onun için kulübün borcuna ilişkin yapılacak açıklamada, "bugün itibariyle" denilmesi gerekiyor.
Gayrimenkul piyasasında, ister kat karşılığı isterse gelir paylaşım esaslı projeler gerçekleştirilsin, inşaata ve projeye para harcayacak şirket borçlu bir kulüple masaya otururken, riskleri göz önünde bulundurur. Bunun için kulübe vereceği kira gelirinde veya kat karşılığı oranında bazı riskler nedeniyle, oranları düşük tutmaya çalışır.
Ama borçları ödenmiş veya uzun vadeye yayılmış bir Galatasaray, inşaat ve emlak yatırım şirketleriyle masaya oturursa, karşı taraftan istediği tavizi koparabilir.
Galatasaray'ın birden fazla bankaya borçlu ve bu borçların faiz oranlarının yüksek olduğunu düşünürsek yapılacak iş çok basit. Önce yerli ve yabancı bir banka bulunması gerekiyor. Bu banka ile ilk yıl veya ilk 2 yıl ödemesiz bir borç anlaşması yapılacak. Böylece hem borçların faiz oranları düşürülür. Hem de vade daha uzun süreye yayılır.
ÇÖZÜM 3
GYO kurulmalı
Galatasaray'ın emlak gelirlerine dayanacak bir gayrimenkul yatırım ortaklığı (GYO) kurması şart. Çünkü mevcut Sportif A.Ş. gayrimenkul yatırımlarını yapma, gerçekleştirme ve kiralama işlerinde yetersiz.
Bunun için Galatasaray kuracağı bir GYO'nin yüzde 49 hissesini en geç 1 yıl içerisinde halka arz edebilme şansına sahip. Ana hissedarı Sportif A.Ş. değil de kulüp olursa, nereden bakılırsa bakılsın, bir kereye mahsus olmak üzere en az 100 milyon dolar gelir sağlar. Ayrıca GYO'ların ciddi vergi muafiyetleri bulunuyor.
Neden GYO?
GYO'lar, esas faaliyet alanı emlak olduğu için, beraberinde profesyonelleşmeyi sağlıyor. Ayrıca emlakta kısa, orta ve uzun vadeli yatırım stratejilerinin belirlenmesine olanak tanıyor. Profesyonelce idare edilen bir GYO, kulübün gelecekteki 100 yılında bile ayakta kalacak olanaklar sağlar.
internetspor
KÜNYE I REKLAM I İLETİŞİM I SİTENE EKLE
Yasal uyarı : Sitemizdeki tüm yazı, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. © 2015