- 11-03-2015
- 0 yorum
- 4807 okunma
Filistin halkının İsrail işgali altındaki El Halil’de yaşadıkları Middle East Eye’dan Bethan Staton tarafından kaleme alındı. Evrensel’den Berivan Balkay’ın çevirisiyle söz konusu yazı şu şekilde:
El Halil’de yaşayan Filistinliler, İsrail işgali altında hayatta kalma çabalarını anlatıyorlar. El Halil şimdilerde İsrail işgali altında. El Halil şehrinde evi olan 52 yaşındaki Hashem Azzeh, yaşadığı şehirde pek çok değişikliğe tanıklık etti.
Azzeh, şehrin eski merkezinde bulunan otobüs durağını ve Şüheda Caddesi’ndeki kalabalık sebze pazarını hatırlıyor. On yıl evvel, şehrin merkezi pek çok dükkana ve yüzlerce aileye ev sahipliği yapıyordu. Ama şimdilerde, ŞühedaCaddesi’nin çoğu terkedilmiş durumda. Azzeh’in mahallesinin orta yerinde, sınırda gizlice yeşil beresiyle dolaşan İsrail askeri var.
Yabancılar ve İsrailliler için cadde boyu yürümek serbest. Güneşten beyazlamış ve toza bulanmış, sallanan çarpık brandalarıyla kepenkleri kapatılmış dükkanlar ile birlikte yolu yarıladığımızda cadde ikiye ayrılıyor, iki ana yol da oldukça terkedilmiş ve sanki hiçbir yere çıkmıyormuşçasına göze batıyorlar. Şimdiye kadar göze çarpan insanlar yalnızca İsrailliler; küçük bir çocuk bir askerle konuşuyor, kendi başına bir koşucu da askeri noktalar arasında kısa turlar atıyor.
Kapatma ve bölünme 1970’lerden beri el Halil şehri için gelecek yaşamı tanımlayabilecek en iyi iki kelime. Sonrasında el-Şuheda Mahallesi’nde Beit Hadassah’ı görüyoruz. Tarihte hastane, süt işletmesi ve okul olan yer, şimdilerde İsrailliler tarafından alıkonulmuş ve binanın çevresine askeri kontrol noktaları yerleştirilmiş. 3 yıl sonra buraya yakın başka bir yerleşim bölgesi kurulmuş, böylece bölgeye Yahudi topluluğu için müze, sosyal merkez ve Yeshiva da içeren daha fazla konut inşa edilmiş. El-Azza mülteci kampı ve getirdiklerinin paralelinde şehirdeki Filistin halkının özgürlük hareketinin kademeli olarak sönümlendirilmesiyle birlikte, kapatma durumu artmış.
‘ARABANI SAT EŞEK AL’
Hammed Deif, erkek kardeşiyle birlikte Şüheda Caddesi’nin yukarısında Tel Rumeyda marketini işletiyor. Malzemeleri taşımayı şöyle anlatıyor: “Malları sırtında tepeye kadar çıkarmadan evvel hepsi tamamen aranıyor ki bu da çantaların ve yiyecek dolu kutuların kontrol noktasından geçişi demek oluyor.”
Hafta başında İsrailli askerler dükkanın üst katında konservelere kadar karıştırıp, genelde dikkatlice istiflenmiş olan kuru yiyecekleri ve meyve sularını aramışlar. Deif, “Bundan gerçekten bıktım ve korkuyorum da” diyor: “Onların arabaları var, ama bizim araba kullanmamıza izin yok. Kontrol noktasında karşılaştığımızda, arabamı ne yapacağımı sordum. Satmamı ve parasıyla eşek almamı söylediler. Tabii kontrol noktasından eşek geçirmemize de izin vermiyorlar orası ayrı mesele!”
Mevcut rejimin en büyük dönüm noktası, 20 yıldan daha fazla bir süre önce yaşandı. Bu dönüm noktası 1994’te işgalci tarafın aşırı destekçilerinden olan Baruch Goldstein’in el Halil kentindeki İbrahimi Camii’nde 29 Filistinliyi öldürmesiyle gerçekleşti. Filistinliler bir katliama uğramış olmalarına rağmen, İsrail ordusu şehirdeki Filistin halkına bir haftalık sokağa çıkma yasağı ilan etti ve el-Şuheda Caddesi’ni tamamen kapattı.
Bu hafta boyunca süren eylemlerde katliamın yıl dönümünde el-Şuheda Caddesi’nin açılması için talepler dillendirildi. Trajediyi takip eden yıllarda, zaman zaman caddenin Filistin halkı için tekrar açılması gündeme gelse de ikinci İntifada sonrası Filistin halkının haftalarca evlerinde kapalı kalmasına yol açan katı sokağa çıkma yasaklarının yanında, daha geniş alanlar da tamamen kullanıma kapatıldı. Bunun sonucu ise bir zamanlar Batı Şeria’nın ana ticaret merkezi olan bölgenin ekonomik krize sürüklenmesi oldu.
Birleşmiş Milletler İnsani İlişkiler Koordinasyon Ofisi ( OCHA ) tarafından açıklanan verilere göre, 2000 ve 2007 yılları arasında H2’de bulunan 1829 işletme kapatıldı. Böylece bu bölgede yaşayan Filistin halkının yüzde 77’si yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edildi.
Böylesine sınırlandırılmış ve askerileştirilmiş bir bölgede çocuk yetiştirmek ise aileler için tam bir kabus oldu.
Azzeh’in yaşları dört ve 17 arasında değişen dört çocuğu, Tel Rumeida Mahallesi’ndeki babalarının doğduğu evde yaşıyorlar. Kulağa huzurlu bir ortam gibi gelse de, işin aslı bundan çok uzak. Evden biraz yukarı çıktığınızda eskimiş kaplaması, küçük yeşilliği ve kedisi ile iki katlı bir karavan göreceksiniz. Burada aşırı milliyetçi Meir Kahane’nin ana takipçilerinden olan, Filistin halkına ve sol görüşlü İsrail halkına karşı şiddeti benimsemiş Baruch Marzel’i bulabilirsiniz. Burası el Halil’deki bir çok ileri karakol bölgesi içinde en sorunlu yerleşim alanlarından birisi.
‘YAŞAMAK BU DEĞİL’
Azzeh’in anlatımıyla, yerleşimciler meyve ağaçlarını zehirliyor, su borularını kesiyor ve ailesine saldırıyor. Onun kendi arazisinde yetişen zeytinlerin neredeyse yanına yaklaşılmıyor çünkü yerliler kendilerine ait olduğunu iddia ediyorlar. Azzeh, 4 çocuğunun sürekli olarak ışıksız ve ıslak yataklarında uyumalarının oldukça zor olduğundan bahsediyor.
“Sürekli olarak dükkanların kapanmasından dolayı hayatımız çok zor. Yaşamak bu değil. Her şey kapalı, gaz yok, hizmet yok, sağlık hizmeti yok” diyor Hashem’in eşi Nisreen, ve devam ediyor “Bu mahalle çocuklarımız için eve sıkışmak demek ve oyun oynayacakları hiçbir yer yok. Yerleşimciler sürekli bize saldırıyorlar. Askerler kontrol noktalarında bizi uzun süreli alıkoyuyor. Bunların hepsi adeta bir dışlanma.”
Orada yaşayanların çoğu için gitme ya da kalma kararı çok zor. Baskı altında yaşamak aileleri terk etmeye zorlarken, vatandaşlar topraklarını İsrail saldırılarından koruma duygusuyla orada kalmayı görev ediniyorlar.
“Yiyecek hiçbir şeyi olmayan bir baba hayal edin, çünkü sokağa çıkma yasağı yüzünden çalışamıyor. Çocuklarını doyuramıyor ve içeride ağlıyor. Bu yüzden onun iyi bir yaşam sağlamak için taşınmak zorunda oluşunu anlayabiliyorum. Ama benim doğrum burada kalmak. Bu evde doğdum, nasıl ayrılabilirim? Burada kalmak benim için doğru olan şey, oğullarım için kalmaya devam edeceğim, tıpkı ailemin ve onların ailesinin bizim için yaptığı gibi” diyor Hassem.
EV BASKINLARI GÜNLÜK HAYATIN PARÇASI
Şehirdeki Filistin halkının çoğu için, - El Halil şu an iki bölgeye ayrılmış durumda, H1 noktası şehrin yüzde 80’ine tekabül eden Filistinlilerin kontrolü altındayken, eski şehir olarak adlandırılan H2 noktası ise 30 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyor ancak 500 İsrailli yerleşimcinin ve İsrail ordusunun kontrolünde bulunuyor.- Bu gölgede militarizmden kaynaklı pek çok kez şiddet yaşanıyor. Ev baskınları, sorgulamalar ve tutuklamalar ise günlük olaylar olarak görülüyor.
‘FİLİSTİN HALKI DELİRDİ’
“Burası bir hayalet şehri” diyor Azzeh: “Filistin halkı bu durumdan kaynaklı delirdi. Evlerine gidebilmeleri için izin almaları ve tüm bavullarını kontrol ettirmeleri gerekiyor. Araba kullanamazsınız, klinik yok, ambulans yok. Askerler tarafından sürekli rahatsız ediliyorsunuz.”
Azzeh, El Halil’deki üçüncü jenerasyon ve tüm olumsuzluklara karşı Şüheda Caddesi’nde kalmakta kararlı. Bu zor bir karar. Azzeh askeriyenin “güvenlik gerekçeleri” kararıyla, 2 yıldan daha fazla zamandır H2 bölgesine mahkum edilmiş durumda. Bu demek oluyor ki Azzeh, o diğer şeylerin yanı sıra, yeni çıkan karalarla işini de kaybetti. “Bu kararlar bizi her açıdan etkiledi, fiziksel olarak, sosyal olarak, ekonomik olarak, millet ve aile olarak da.”
İslami Analiz
-
Mısır, İkinci Bir Karara Kadar Rafah Kapısı'nı Yeniden Kapattı
-
"Filistin'in Zeytini" Filmi, Şehit Bakan Ziyad Ebu Ayn'ın Hayatını Anlatıyor
-
Suudi Arabistan ve İsrail İran’ı bölgeden izole etmek için boş durmayacaktır
-
El-Hayat: İslami Cihad'ın Girişimleriyle Mısır-Hamas İlişkileri
-
İsrail Güvenlik Şirketlerinin Körfez Ülkelerine Nüfuz Ettiği Ortaya Çıktı (Özel Haber)
-
Filistinlilerin hazırladığı bu çizgi film çok konuşulacak! (Video)
KÜNYE I REKLAM I İLETİŞİM I SİTENE EKLE
Yasal uyarı : Sitemizdeki tüm yazı, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. © 2015